Meltem Özgenes- İstanbul
Tıp uzmanları, koroner anjiyografinin artan kullanımı ile ilgili endişeleri artırıyor ve kamu ve sağlık hizmeti sağlayıcılarını prosedüre aşırı bağımlı olmaktan kaçınmaya çağırıyorlar.
class = “cf”>
Anjiyografi önemli bir teşhis ve girişimsel araç olsa da, uzmanlar risk taşıdığını ve rutin bir kontrol öğesi olarak ele alınmaması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bir kardiyolog Doktor Muhammet Keskin, Türkiye’de “stent bağımlılığı” olarak adlandırdığı şeye karşı uyardı.
“Birçok hasta, gerekli olmasa bile tıkanmalarının açılması konusunda ısrar ediyor” dedi. “Ancak birçok durumda, uygun tıbbi tedavi, özellikle kolestrol düşürücü ilaçlar, üstün koruma sunuyor.”
Kesin, arter daralmaları için yüzde 70’in altında müdahalelere ihtiyaç olmadığını açıkladı. “İnsanlar genellikle neden yüzde 30-40’lık bir daralma açmadığımızı soruyorlar. Asıl odak, risk faktörlerini yönetmek olmalı-kolestrol, kan basıncı ve kan şekeri. Hafif daralma ile bile, zayıf risk kontrolü kalp krizine yol açabilir” dedi.
Kardiyovasküler cerrah Baraş Durukan, anjiyografi genellikle düşük riskli olsa da, tamamen komplikasyonsuz olmadığını da sözlerine ekledi.
“Bilimsel yönergelere dayanarak yapılan anjiyogramların yaklaşık yüzde 40’ı kabul edilebilir bir anlamı ortaya koymuyor. Bununla birlikte, prosedür sırasında damar yırtıkları veya emboli gibi nadir konular meydana gelemez” dedi. Kalp krizi gibi acil durumlarda, anjiyografi risklerine rağmen hayati önem taşıyor.
class = “cf”>
Daha az invaziv teşhislerin değerini vurgulayan Dr. Cengiz Köksal, sanal anjiyografinin önemini vurguladı. “Tam bir anjiyografinin gerçekten gerekli olup olmadığına karar vermemize yardımcı olan hızlı, invaziv olmayan bir tarama” diye açıkladı.
Uzmanlar, hastaları önceden invaziv prosedürler aramak yerine önleyici bakım ve yaşam tarzı değişikliklerine odaklanmaya teşvik etmektedir.