Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türkiye’nin Ulusal Güvenlik Konseyi (MGK), 22 Mayıs’ta Türkiye’nin terörizmi ortadan kaldırma ve bölgesel stabiliteyi sağlamak için devam eden çabalarına odaklanarak başkent Ankara’daki başkent Ankara’daki başkanlık kompleksinde toplandı.
class = “cf”>
Toplantı yaklaşık iki buçuk saat sürdü.
Gündemin ön saflarında “terörsüz türkiye” elde etme hedefi vardı. Konsey üyeleri, PKK terör örgütlerinin erteleme ve silah bırakma niyetiyle ilgili son duyurusunu takiben son gelişmeleri tartıştılar.
Konsey, sürecin her aşamada izleneceğini vurguladı. İstihbarat ve askeri raporlar incelendi ve grubun kalan silahlarının toplanmasını denetlemek için gereken mekanizmalar hakkında tartışmalar yapıldı.
Konsey, Türkiye’nin silahsızlanma sürecini yakından takip etme taahhüdünü yineledi ve kapsamlı ve doğrulanabilir bir uygulama ihtiyacını vurguladı. Yetkililer, grubun sökülmesinin tüm bağlı yapılarını, özellikle Suriye ve Avrupa ülkelerinde faaliyet gösterenleri içermesi gerektiğini vurguladılar.
Suriye ayrıca MGK’nın gündeminde de öne çıktı. Konsey, Türkiye’nin Suriye yönetiminin istikrar oluşturma çabalarına verdiği desteği tekrar teyit etti ve Suriye nüfusuna “zarar veren” yaptırımları kaldırmayı amaçlayan girişimleri memnuniyetle karşıladı.
class = “cf”>
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Crown Prens Muhammed bin Salman ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Al-Sharaa da dahil olmak üzere uluslararası meslektaşlarıyla son diplomatik katılımları hakkında konseye bilgilendirildi.
Ulusal İstihbarat Örgütü (MIT) direktörü İbrahim Kalın, Şam’daki son toplantıları hakkında bilgi sunarak Suriye’deki gelişen durum ve bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri hakkında bilgi sundu.
Konsey ayrıca, şu anda üçüncü yılına giren Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirme çabalarında kritik bir aşamaya ulaşıldığını belirtti. MGK, Ankara’nın savaşa kalıcı bir karar vermeyi amaçlayan girişimleri desteklemeye hazır olduğunu ifade etti.
Buna ek olarak, konsey toplantı sırasında Gazze’de devam eden askeri eylemlere değinerek, uluslararası aktörlerin İsrail’in politikalarından kaynaklanan riskleri ortadan kaldırmada sorumluluklarını yerine getirme yükümlülüğünün altını çizdi.