Türkiye, Lahey Grubu’nun Ortak Bogota Filistin Bildirgesi’ne katıldı ve Birleşmiş Milletler Deniz Yasası (UNCLOS) sözleşmesine ortak açıklamada yapılan referanslara bağlı olmadığını belirtti.
Lahey Grubunun 16 Temmuz’daki ortak açıklaması, İsrail’in işgal altındaki Filistin bölgelerine yönelik saldırısını kısıtlamak ve genel olarak uluslararası hukuku savunmak için yeni önlemler alınacak.
25 Temmuz’da Kolombiya Dışişleri Bakanlığı’na bir not olarak, Türk Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin ortak beyanlara katılımı, bildirimin 2. ve 3. makalelerindeki sözleşmeye atıfta bulunduğu için, UNCLOS ile ilgili mevcut yasal konumunda herhangi bir değişiklik anlamına gelmediğini belirtti.
Türkiye’nin rezervasyonu, sözleşmenin 2 ve 3. maddesindeki UNCLOS’a yapılan referanslarla ilgilidir ve sözleşmeyi İsrail’e çeşitli maddelerin geçişini önlemekle bağlantılı olarak çağırır.
Kararın arkasındaki mantık
25 Temmuz’da Türkiye haber kanalı NTV ile yapılan bir röportajda Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Kolombiya, Bogota’daki Lahey Grubu toplantısında kabul edilen ortak ifadeyi imzalamadığı iddialarına yanıt verdi.
Fidan, ifadenin son imza tarihinin 30 Eylül olduğunu belirtti ve metnin UncloS’a referanslar içerdiğini ve Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki statü sorunu çözülmediği için bir parti olmadığını belirtti.
UNCLOS ile ilgili bir hükmün dahil edilmesi nedeniyle Fidan, uluslararası hukuk uzmanlarına danıştıklarını, gerekli rezervasyonu eklediklerini ve ifadeyi rezervasyonla tanımakla ilgili hiçbir sorun görmediklerini belirtti.
Türkiye’nin Unclos konusundaki tutumu
10 Aralık 1982 tarihli uluslararası bir antlaşma olan UNCLOS, okyanuslardaki tüm eyaletler tarafından eşit olarak uygulanmak amacıyla hazırlandı, ancak Ege Denizi gibi benzersiz coğrafi ve tarihsel koşullara sahip yarı kapalı denizlerin hassasiyetlerini dikkate almıyor.
1982 UNCLOS, Ege Denizi’ni bir “Yunan Göl” e dönüştürebilecek hükümler içeriyor.
Türkiye, Sözleşmenin, Age Denizi’ndeki haklarına ve çıkarlarına aykırı, özellikle de adaların rejimini düzenleyen bitişik bölgeyi ve 121. maddeyi düzenleyen 33. maddeyi düzenleyen 33. maddeye aykırı olarak itiraz eder.
UNCLOS Ege Denizi’nde uygulanacaksa, Yunanistan muhtemelen bölgesel sularını 12 deniz mili’ye genişletecek ve potansiyel olarak denizin% 70’ini kapsayacaktı. Türkiye sadece UNCLOS’a taraf olmak konusunda değil, aynı zamanda bu sözleşmeye doğrudan veya dolaylı olarak atıfta bulunan herhangi bir uluslararası belge hakkında da dikkatlidir.
Dezenformasyonun reddedilmesi
Bu arada, Dezenformasyon Merkezi, Türkiye’nin kamu baskısına yanıt olarak Bogota Deklarasyonuna katıldığı iddialarını reddetti.
Merkez, sosyal medya hesabında yayınlanan bir açıklamada, sosyal medyadaki Türkiye’nin Lahey Grubunun Bogota Deklarasyonunu imzalamaktan kaçındığını ve daha sonra imzalamaktan kaçındığını ve daha sonra imzaladığını vurguladı.
Açıklamada, Türkiye’nin Filistin konusundaki tutumunun uluslararası hukuk ve insan haklarından kaynaklandığını vurguladı.
Türkiye, Mayıs 2024’te İsrail ile ticaret bağlarını kopardı ve uluslararası platformlardaki Filistin davasını sürekli olarak destekledi.
Merkez, vatandaşları yalnızca dış politika konuları hakkında bilgi için resmi kaynaklara güvenmeye çağırdı.