İSTANBUL
Türkiye hızla kritik bir su eşiğine yaklaşıyor ve acil eylemde bulunulmazsa beş yıl içinde su fakir olarak sınıflandırılabilir.
Uluslararası tanınan Falkenmark Su Stres Endeksi’ne göre, Türkiye şimdi su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor.
Bu eğilim devam ederse, Türiye yakında kişi başına yılda 500-1.000 metreküpten az olarak tanımlanan su fakir kategorisine girebilir.
Ev musluklarından çıkan şeyin ötesinde, uzmanlar halkı, genel su kullanımına önemli ölçüde katkıda bulunan gıda, giyim ve diğer tüketim malları gibi günlük ürünlere gömülü “görünmez” suyu düşünmeye çağırıyor.
Sonuçlar zaten görülebilir.
İzmir’in Çeşme gibi kıyı turist merkezleri, günlük su kesintileri 12 saate kadar sürdü. Ankara’da rezervuar seviyeleri o kadar düşük düştü ki, yetkililer şehrin yağışsız sadece 4-5 aylık suya sahip olabileceği konusunda uyardı.
Tespit edilmemiş bir rapor, Türkiye’nin topraklarının yüzde 88’inin çölleşme riski altında olduğunu belirtiyor.
Bu senaryo ortaya çıkarsa, ülkenin tarım bölgelerinin yüzde 80’ine kadar önümüzdeki on yıl içinde ciddi kuraklığa doğrudan maruz kalmakla karşılaşabilir.
Çevre Bakanlığı’nın eski müsteşarı olan Profesör Dr.
“Artan sıcaklıklarla, sığ havzalarda depolanan su atmosfere hızla kayboluyor” diye uyardı.
Bu kayıpları sınırlamak için Özütk, su depolama altyapısının yeniden şekillendirilmesini, rezervuarların derinleştirilmesini ve buharlaşmayı yavaşlatmak için yüzey alanlarının azaltılmasını önerir.
Uzman, özellikle kıyı tatil bölgelerinde, özel yüzme havuzlarında aşırı su kullanımını eleştirdi.
“Tatlı suyla beslenen havuzlar yasaklanmalıdır. Bunun yerine filtrelenmiş deniz suyu kullanılmalıdır.”
Öztürk, kamu kurumlarında, şehirlerdeki en büyük su tüketicileri arasında olduğunu söyleyen acil reformlar çağrısında bulundu.