İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2026 ve 2035 yılları arasında yılları “ailenin on yılını” ilan etti ve toplumun çekirdeği olarak tanımladığı şeyi korumak için uzun vadeli politikalar çağrısında bulundu.
class = “cf”>
Erdoğan, 23 Mayıs’ta İstanbul’daki Uluslararası Aile Forumu’na verdiği demeçte, “Aile ve nüfus bir yıla uyabilecek o kadar dar bir gündem değil. Aileyi ve insan doğasını koruyan kalıcı politikalar geliştirmeliyiz.”
Duyurusu, hükümetin 2025 “Aile Yılı” nı adlandırmak için daha önceki hareketini genişletti.
“Bir erkek ve bir kadından oluşan aile kurumu, insan kuşağının devamı için vazgeçilmezdir. Aile en korunan limanımızdır. Geleceğimizin garantisi olan çocuklarımızın ilk eğitimlerini aldığı bir evdir.” Dedi.
“Ailenin çöktüğü herhangi bir toplum çürümeye ve çökmeye mahkumdur. Aileye karşı her türlü saldırıya direnmek hepimizin birincil görevidir. Aileyi savunmak insanları savunmaktır.”
Erdoğan ayrıca sözlerini, manevi değerlerin erozyonu ve bireyciliğin modernleşme kisvesi altında yükselişini eleştirmek için kullandı.
class = “cf”>
“Birçok geleneksel kurum anlamlarını kaybediyor. Bireysel özgürlükler ve modernleşme adına, manevi değerlerin aşındığını görüyoruz. Küresel emperyalizmin aileyi hedeflemesine izin veriliyor.” Dedi.
“Bazı insanlar onu kabul etmek istemese de, ailesinden ayrılan ve ulusal bağları özgür ve orijinal olmak için zayıflatılan bir birey için imkansızdır. Özgürlük ambalajı ile sunulan şey aslında bir esaret ve kölelik sırasıdır … Özgürlük olarak adlandırılan bu kuşatma, kadınları, çocukları ve insan onurunu tehdit eder.”
Cumhurbaşkanı LGBTQ+ haklar hareketlerine daha fazla saldırdı, onları “bela” olarak etiketledi ve LGBTQ kimlikleri eleştirmenlerinin susturulduğunu iddia etti.
“Bu istismarı kesinlikle izleyemeyiz. Onlar insanlığın, kadınların ve çocukların düşmanları. LGBTQ sapkınlığına karşı mücadele de özgürlük, haysiyet ve insanlığın geleceği için bir mücadele.”
Diyerek şöyle devam etti: “Desexualizasyon politikalarına karşı mücadelemize devam edeceğiz. Normalleşmesine tahammül etmeyeceğiz.”
Ayrıca Türk toplumundaki normalleşmelerine karşı direnişe devam ederek “cinsiyetten bağımsızlaştırma politikaları” olarak adlandırdığı şeyi eleştirdi.
class = “cf”>
Erdoğan, Türkiye’nin düşen doğurganlık oranını – şimdi kadın başına 1.48 çocukta, 2.1 nüfus değiştirme eşiğinin altında – yaklaşan bir kriz olarak belirtti. İsimsiz gruplar tarafından “kürtajın meşrulaştırılması” olduğunu söylediklerindeki düşüşün bir kısmını suçladı.
“Bu bir felaket” dedi.