Antalya
NATO Parlamento Meclisi temsilcileri 28 Nisan’da Meclis Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu ekonomisi ve güvenlik semineri için Türk Güney Eyaleti Antalya’da toplandı.
class = “cf”>
Etkinlik, Azerbaycan, Körfez ve Arap ülkelerinden katılımcıların yanı sıra NATO Üye Devletlerinden milletvekillerini bir araya getirdi. Seminer üç gün sürecek.
Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu, yapı ve görevler alanında bir komiteye benzemektedir, ancak beş meclis komitesinden de üyeleri içerir.
Basın üyelerine konuşan milletvekili Mevlut çavuşoğuk, Türk heyetinin NATO PA ve eski Dışişleri Bakanına başkanı, üç günlük sempozyumun, Körfez, Orta Doğu ve Afrika’nın Sahel bölgesinde ortaya çıkan gelişmeler üzerine ve NATKE’nin Streskerleri ile ilgili gelişmeler üzerine müzakere edeceğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Güney’den, özellikle de terörizmden kaynaklanan tehditlerin ve zorlukların tartışmaların temel odak noktası olacağını belirtti. Yetkili, delegelerin görüşleri paylaşmasına izin vereceğini, toplantıyı diyalog için önemli bir fırsat olarak tanımladığını da sözlerine ekledi.
Ayrıca Türkiye’nin önümüzdeki ay Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın başkanlığında NATO Dışişleri Bakanları toplantısına ev sahipliği yapacağına dikkat çekti.
class = “cf”>
On yıl önce Dışişleri Bakanı olarak ilk döneminde Antalya’da benzer bir NATO toplantısının yapıldığını hatırlayan Çavuşoğlu, Antalya diplomasi forumunun bu ay gerçekleştiğini vurguladı.
“Türkiye, diplomasi ve güvenlik alanında kritik bir aktör haline geldi. Hızlı küresel vardiyaların ortasında, ittifakın faaliyetlerine, görevlerine ve bütçesine en iyi katkıda bulunanlar arasında yer alan vazgeçilmez bir NATO müttefiki olmaya devam ediyor.” Dedi.
Türkiye’nin öneminin Batılı ortaklar tarafından giderek daha fazla tanınmasına rağmen, bu takdirin geçici veya koşullu olmaması gerektiğini vurguladı.
“Ne yazık ki, bazı Batılı müttefiklerin kalıcı hatalarından biri, Türkiye’nin değerini sadece ihtiyaç duydukları zamanlarda kabul etmek, daha sonra göz ardı etmektir.” Dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Avrupa istikrarına hizmet etmeyeceğini söyleyerek, Avrupa’nın güvenlik mimarisi hakkındaki tartışmalarda dışlayıcı yaklaşımlara karşı uyardı.
“Türkiye olarak Avrupa’nın istikrarı ve güvenliğine büyük önem veriyoruz ve önemli katkılar yapmaya devam ediyoruz” dedi.