Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir suikast girişiminden Türkiye’nin terörizme karşı devam eden savaşına ve Orta Doğu’daki diplomatik çabalarına kadar bir dizi acil konu tartıştı.
24 TV’de yapılan özel bir röportajda Fidan, yaklaşık 4-5 yıl önce yoğun bir şekilde zehirlendiğini açıkladı.
“Bana ağır arsenik ve cıva verildi. Bir yerde oldu ve 4-5 yıl sonra testlerde ortaya çıktı” dedi.
Failleri belirtmedi, ancak hem fiziksel hem de karakter suikastlarının kariyeri boyunca sürekli tehditler olduğunu vurguladı.
Bu saldırıların, Türkiye’nin içinde ve dışındaki düşmanlarıyla daha geniş, devam eden bir mücadelenin bir parçası olduğunu belirtti.
Dışişleri bakanı olmadan önce Türkiye’nin Ulusal İstihbarat Örgütü’nün (MIT) başkanı olarak görev yapan Fiddan, terörist ve suç gruplarının kendisini ve ailesini dezenformasyon ve propaganda ile nasıl hedeflediğini anlattı.
“Bu saldırılar yeni bir şey değil,” dedi.
Ayrıca, bu saldırılara rağmen ülkeye hizmet etme kararlılığının sarsılmadığını vurguladı.
“Zorluklar ne olursa olsun, bu ulusa hizmet etmek için buradayız – bu bir karakter suikastı veya fiziksel bir şey olsun” dedi.
Dayanıklılığı, Türkiye’nin yıllar içinde önemli bir dönüşüm geçirdiğini tanımladığı daha geniş terörle mücadele stratejisini yansıtıyor.
Fidan’a göre, Türkiye’nin terörle mücadele başarısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği altında yetiştirilen ulusal ideolojiler, teknolojiler ve karar verme süreçlerinden kaynaklanmaktadır.
PKK ile ilgili olarak Fidan, grubun bir Kongre için devam eden hazırlıklarından bahsetti ve kuruluş içindeki potansiyel kaymalara işaret etti.
Ayrıca, bölgedeki terörizmi ve yasadışı faaliyetlerin sona ermesinin önemini tartışarak uzun vadeli bir çözümün silahlı grupların tamamen çözülmesini gerektireceğini belirtti.
Uluslararası cephede Fidan, Türkiye’nin Orta Doğu’daki, özellikle Suriye ve Irak’ta yapıcı rolü hakkında konuştu.
Türkiye’nin Suriye’nin bölgesel bütünlüğüne olan bağlılığını vurguladı ve bölgedeki istikrarsızlık ulusal güvenliği tehdit ederken Türkiye’nin durmayacağını vurguladı.
Fidan ayrıca Türkiye’nin İsrail ve Filistin ile başa çıkma yaklaşımını vurguladı, Gazze’deki insani durum hakkındaki endişeleri dile getirdi ve Türkiye’nin Filistin haklarını destekleme konusundaki tutumunu tekrarladı.
Daha geniş bir jeopolitik bağlamda Fidan, hem işbirliği hem de anlaşmazlık alanlarına işaret eden ABD-Türkiye ilişkilerinin gelişen dinamiklerini tartıştı.
Özellikle teknoloji ve ticarette daha güçlü işbirliği ihtiyacına odaklandı.
Ayrıca Avrupa’nın güvenlik mimarisine ve kıtanın ABD savunma sistemlerinden artan bağımsızlığına da değindi.
Her şey boyunca Fidan’ın mesajı açıktı: Türkiye’nin dış politikası stratejik esneklik, ulusal birlik ve ülkenin egemenliği ve küresel etkisine değişmez bir bağlılıktan kaynaklanıyor.