İSTANBUL
Türk araştırmacılarından oluşan bir ekip, insan konuşmasının gizli, ince nüanslarını analiz ederek yapay zekanın gücünü kullanarak erken aşama akciğer kanserini tanımlamak için dikkate değer bir yönteme öncülük etti.
class = “cf”>
Daily Hürryen’in bildirdiğine göre, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Fakültesi’nin Torasik Cerrahi Bölümü’nden bir araştırma üyesi olan Dr. Yusuf Kahya’nın çalışmasının yaklaşık yüzde 90 doğruluk oranına ulaştığını açıkladı.
Güney Antalya kentinde düzenlenen Türk Toraks Derneği Kongresi’nde konuşan Kahya, yapay zeka yoluyla insan kulağına kabul edilemeyen vokal özellikleri analiz ederek akciğer kanserinin erken belirtilerini tespit edebildiklerini açıkladı.
Çığır açan araştırma, Ankara Üniversitesi’nden Dr. Haydar Ankeshan’ın liderliği altında, doktorlar Haluk Ulucanlar, İslam Aktuk, Kübra Alphan Kavak, Ulaşeniz ve Bülent Yenin ve Kahya ile birlikte katkılarıyla gerçekleştirildi.
Çalışma çoklu parametreler içeriyordu ve 50 akciğer kanseri hastası olan 50 sağlıklı bireyin konuşmasını karşılaştırdı.
Kahya, akciğer kanserinin erken tespitinin önemini vurgulayan ve AI’nın tıpta artan rolünü vurgulayan büyük bir araştırma ekibi tarafından yapılan çalışma hakkında daha fazla ayrıntı verdi.
class = “cf”>
“Akciğer kanseri dünya çapında kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedeni olmaya devam ediyor. Ana zorluk geç tanı olmaya devam ediyor” dedi. Akciğer kanseri alanındaki birçok çalışmanın erken tespit üzerine odaklandığını ve bu amaç için çok sayıda yöntem geliştirildiğini, AI’nın bu yönde yaygın olarak kullanıldığını belirtti.
“Ankara Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden araştırmacılarla işbirliği içinde, erken evre akciğer kanserini tespit etmek için günlük konuşmayı analiz eden AI tabanlı bir program geliştirdik. Programımız, sağlıklı bireyler ve yüksek derecede doğrulukla akciğer kanseri olanlar arasında başarılı bir şekilde ayırt edildi.”
Kahya, bir kişinin soğuk veya grip olduğunda bir kişinin sesinin nasıl değiştiğine benzer şekilde konuşma özelliklerinin analizinin, insan kulağı tarafından tespit edilemeyen sağlık koşullarını ortaya çıkarabileceğine dikkat çekti.
Küçük ölçekli çalışmasının bulgularının potansiyel yeni bir teşhis yöntemi olarak umut verici olsa da, teknolojinin henüz klinik kullanıma hazır olmadığını ve daha fazla gelişme gerektirdiğini kaydetti.
Yüzde 90 önemli bir doğruluk oranı olmasına rağmen, yöntemin daha büyük gruplarla doğrulanması gerekir. Kahya’ya göre, belirli bir başarı oranına ulaşılırsa, yeni teknoloji sonunda uzun vadeli bir tanı tekniği olarak kullanılabilir.