İSTANBUL
Türkiye’de yapılan yeni bir araştırma, her 100 yaşlı kişiden 16’sının depresyonla mücadele ettiğini, göz ardı edildiğinde Alzheimer hastalığına karşı savunmasızlığı artırabilecek bir durum olduğunu buldu.
Ülkenin nüfusu hızla yaşlandıkça, uzmanlar yaşlıların duygusal refahının genellikle yaşlanmanın doğal bir parçası olarak reddedildiğini vurgular, gerçekte tedavi edilmemiş depresyon, demans ve Alzheimer dahil olmak üzere daha şiddetli bilişsel düşüş için zemin hazırlayabilir.
Doktor Işeyn Baral Kulaksenoğlu, “Sessiz, geri çekilen yaşlıları sadece ‘yaşlarını hareket ettiriyor’ olarak görmek büyük bir hata.” Dedi. “Yaşlı yetişkinler aktif, sosyal ve meşgul olmaya teşvik edilmelidir. Duygusal geri çekilme normalleştirilmemelidir.”
Yaşlılarda depresyon, nörolojik değişikliklerden ve sevdiklerinin kaybından diyabet, kanser, Parkinson veya inme gibi kronik hastalıklara ve işitme ve görme kaybı gibi duyusal bozukluklara kadar birçok faktör tarafından tetiklenebilir.
Kulakfenoğlu, tanınmayan veya yetersiz tedavi edilen depresyonun genellikle daha fazla fiziksel sağlık bozulmasına yol açtığı ve Alzheimer gelişme riskini önemli ölçüde artırabileceği konusunda uyardı.
Türk Alzheimer Derneği başkanı Başar Bilgiç’e göre, Türkiye’nin şu anda tahmini 700.000 Alzheimer hastası ve diğer demans formlarından muzdarip. Yaşam beklentisi arttıkça, bu sayıların 2050 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor.
“Alzheimer sadece kişisel bir mücadele değil, önemli bir halk sağlığı sorunudur. İyi haber şu ki, risk faktörlerinin yaklaşık yüzde 40 ila 45’i değiştirilebilir” dedi.
Bilgiç, “Orta yaşta yaptığımız şey – kardiyovasküler sağlığı korumak, kolestrol ve kan basıncını yönetmek, fiziksel ve zihinsel olarak aktif kalmak – yaşamın ilerleyen dönemlerinde riski azaltmada önemli bir rol oynuyor” dedi.
Sebze, meyve, balık ve zeytinyağı açısından zengin Akdeniz diyetinin beyin sağlığını desteklediği gösterilirken, hareketsiz yaşam tarzları ve obezite büyük risk faktörleri olarak kabul edilir.
Her iki profesyonel de, özellikle yalnız yaşayan yaşlıların sayısı büyümeye devam ettikçe, tecritle mücadelede topluluk girişimlerinin öneminin altını çizdi. “Zamanında zihinsel sağlık desteği ve kapsayıcı sosyal politikalarla, yaşlanan zihinlerin hem keskin hem de tatmin olmasını sağlayabiliriz,” dedi Kulaksenoğlu.